YAS SÜRECİ VE YAS TEPKİLERİ

YAS SÜRECİ VE YAS TEPKİLERİ Resim

YAS SÜRECİ VE YAS TEPKİLERİ

İnsanların yaşamları boyunca sevgiye ve saygıya dayalı oluşturdukları ilişkileri vardır. Olumlu ve olumsuz duygular, olaylar karşısında bu ilişkileri oluşturduğumuz kişilere gideriz. Fakat bu kişiler kaybedildiğinde kaygı, keder, üzüntü gibi yoğun duygular yas tepkileri olarak kendilerini gösterir. Yakınlarından, sevilen birinin kaybı üzerine hissedilen duygular bireyden bireye farklılıklar göstermektedir. Deneyimlenen süreçlerin yapısı ve yas süreçleri kişinin yaşı, kaybedilen bireyle olan ilişkisi ve ölümün özelliklerine bağlı olarak bireyden bireye farklılıklar gözlemlenmektedir. Yas süreci sadece ölüm üzerine değil de sevilen bir eşyanın kaybolması, iş kaybı, ideoloji gibi düşsel kayıplar ve bir ilişkinin bitimi gibi kayıplar üzerine de yas süreçleri yaşanmaktadır. Normal yas süreci 6-24 ay sürebilmektedir. Bu süreçte yas tutan kişilerde duygusal, fiziksel ve davranışsal tepkiler gözlemlenmektedir. Duygusal tepkiler; şok, üzüntü, öfke, suçluluk, kaygı, korku, yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, uyuşma, isteksizlik, umutsuzluk olabilecekken, fiziksel tepkilere örnek olarak sese aşırı duyarlılık, iştah artması veya azalması yer almaktadır. Davranışsal tepkiler ise, ölen kişiyi hatırlatan şeylerden kaçınma, sosyal çekinme, uyku bozukluğu şeklindedir. Yas tutan kişi bu süreçte hayatının artık bir öneminin kalmadığı düşüncelerine kapılabilir. Yas sürecinde kişiler genellikle hayatını boş ve noksan hisseder bu hisler doğrultusunda kaybedilen kişinin ardında yas tutulması olağan ve doğal bir süreçtir. 

      George Engel’ e göre fizyolojik yaralanmalar ne kadar ciddi ve travmatik ise, kaybedilen kişiye karşı duyulan yas da psikolojik olarak o denli travmatiktir (Bal ve Ark. , 2022). Yas sürecinin nasıl ilerleyeceğinde kişiyi nasıl etkileyeceğinde etkili olan faktörler bulunmaktadır. Bunların başında; kaybedilen kişinin kim olduğu, kaybedilen kişiyle ilişkinin niteliği, kişinin nasıl öldüğü, sosyoekonomik etkenler, geleneksel yas tutma anlayışı, çevreden alınan destek, yas tutan kişinin kişilik özellikleri ve geçmiş travmatik yaşantıları yer almaktadır. Bireyin sağlıklı bir yas sürecinde geçirmesi gereken aşamalar vardır;

1.      Kayıp gerçeğini kabul etmek: Yas sürecindeki kişinin, kaybedilen kişinin bir daha asla geri dönmeyeceği gerçeğini kabul etmesi ve ölümün sona erme olduğu ile yüzleşmesi ile gerçekleşir.

2.      Duygularını ifade etmek: İfade edilmeyen, bastırılan, yaşanması gereken duyguların ertelenmesi yas sürecini olumsuz etkiler böylece uzamasına sebep olur bunun olmaması adına duyguların ifade edilmesi sürecin basamaklarından biridir.

3.      Ölen kişinin olmadığı ortama uyum sağlamak: Kişi yaşadığı kayıptan sonra hayattaki kendi rol ve sorumluluklarına ara verebilir bunları kavramakta zorluk çekebilir. Bu süreçteki kişi, ölenin hayatında sahip olduğu rollerin kaybına ve bunun kendisinde oluşturacağı değişikliğe de uyum sağlaması gerekir. Kişinin bu temel görevi nasıl başardığı yas sürecinin sonucunu belirleyecektir: ya bireyin yaşamındaki değişiklikleri anlamlandırması ve yaşamın amacını yeniden belirlemeye yönelik bir ilerleme ya da çözemediği bir ikilemin içinde mahkum olduğu ve büyümenin durduğu bir duraklamadır.

4.      Duygusal anlamda ölen kişi ile ilişkileri yeniden düzenlemek ve sosyal yaşama devam etmek, anı formülasyonu oluşturmak; yani ölen kişi ile ilişkilerini bitirmek gibi değil de ölene ait anı ve düşüncelerini duygusal olarak zihninde uygun bir yere yerleştirip geleceğe yönelik yaşamını sürdürebilmesidir. Yasın tamamlanmasında yas tutan kişilerin en zorlandığı aşama bu aşama olmaktadır.(Bildik, 2013).

      Yas tutan kişinin yaşaması beklenen bu aşamalar yaşanmadığında kişinin yas süreci komplike, başka bir ifadeyle patolojik yas haline gelebilir. Patolojik yas; bireyin yas sürecini aşırı derecede yoğun yaşaması, yas evrelerinde ilerlemeyip bir evrede kalıp sürekli bir yas halini alması, normal yaşama uyum sürecinin ilerlemeyip stereotip tekrarlamalar yaşanması olarak ifade edilebilir. Birey kaybedilen kişi ölmemiş gibi davranabilir. Bazen de yaşadığı acılara son vermek amacıyla intihar düşünceleri akla gelebilir. Bazı durumlarda da  hissedilenin tam tersi, çok neşeli ya da uygunsuz davranmak kişiyi rahatsız edebilir.

       Normal yas sürecindeki bireyler çevresindekilerin desteği ile de sağlıklı bir şekilde bu süreci atlatabilmektedirler. Profesyonel yardım almaları genellikle gerekli değildir.  Patolojik yas sürecin de ise bir uzmandan yardım almak zorunludur. Yas tedavisinde kişinin yaşadığı çatışmaları çözümlemek ve yas sürecine uyum ile ilgili görevleri tamamlamak amaçlanmaktadır. Tedavi süreci bireysel terapilerle ve haftalık görüşme periyotlarıyla gerçekleştirilmektedir.


                                                                                   Stajyer Psikolog Adayı Kübranur Sönmez


0 Yorum var

Yorum Yap

Email Adresiniz görünmeyecektir.*